üniversiteye başladığım yıllar

Üniversiteye başladığım sene, iki yıldır yurtta kalan abimle beraber ev tutmuştuk. Okullarımız ayrıydı. Ben girdiğim yeni ortamı tanımaya, alışmaya çalışıyordum. Yıllardır süren aile ortamı ve kontrolünden aniden çıkmış olmak, istediğimi yapabilir olmak sevindirmişti ilk başta beni… Ama farkına vardım ki, kontrol olayı benim içime işlemiş meğer…Kalabalık grupları sevmiyordum. Özellikle makyaj yapmadan, bazen eşofmanımla, salaş bir şekilde okula gittiğim halde erkeklerin bakışlarından, tanışma isteklerinden kurtulamıyordum. Diğer kızların yanında uzunca boyum, belime inen kızıl saçlarım, sporla uğraştığımı belli eden vücudumla sıyrılıyordum ister istemez… Ben de mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışıyordum. Sadece bir grup tanıdık hemşeri arkadaşla takılıyor, diğerlerine aldırmıyordum.Birkaç hafta sonra gruptan bir kız arkadaşımın futbol oynayan sevgilisinin maçından sonra bir şeyler içip kutlama davetlerine katılmak zorunda kaldım. Kalabalık bir grup oluşmuştu. Ve içlerinde sürekli etrafımda görmeye başladığım Hakan da vardı.İstemeye istemeye gittiğim kafede yanıma oturan Hakan’la tanıştım. On dakika sohbetten sonra çekingenliğimi atmış, sanki yıllardır tanışıyormuşçasına konuşup gülüşüyorduk. Sıcakkanlı, neşeli, girişken, yakışıklı biriydi Hakan… Gün sonunda okul başladığından beri beni takip ettiğini, benimle tanışmak için fırsat kolladığını anlattı. Ayrılırken birbirlerimize telefonlarımızı vermiştik bile…O günden sonra onun grubuyla takılmaya, her yere birlikte gitmeye başlamıştık. Bir okul etkinliğinde abimle tanıştırmıştım Hakan’ı… O da beğenmiş, sevmişti. Artık resmen birlikte çıkıyorduk. Ama benim kontrol mekanizması hala yerli yerindeydi. Elimi tutmasından bile kaçınıyordum.-“Ben henüz İstanbul’a, bu ortama alışamadım. Lütfen bana biraz zaman tanı…” diyordum sürekli…Hakan ise her ne kadar aramızdaki bağı cinselliğe tercih ettiğini söylese de bana bakışlarından beni nasıl sevdiğini, istediğini anlayabiliyordum. Ben de istiyordum onu en az onun istediği kadar… Öpüşmeyi, sevişmeyi, beraber uyumayı… Benim de kanım kaynıyordu elbette… Ama ah… Yasaklar… Tabular…Günlerce kararsızlıklar, iç hesaplaşmaları yaşadım, tarttım, biçtim… Sonunda kararımı verdim. Evlenip buraya yerleşen iki çocukluk arkadaşımın beni ısrarla evlerine davet etmeleri de aradığım fırsatı yarattı. Gece onlarda kalacaktım. Hakan’ı arayıp onu da çağırdım.Birlikte arkadaşlarımın hayli uzak olan evine gittik. Çok iyi karşıladılar bizi, yanımda erkek arkadaşımla gelmemi yadırgamadılar… Hakan’la tanıştırdım onları… Yeni evli, genç çiftin az eşyalı, minimal döşenmiş küçük evlerinde çok neşeli bir akşam geçirdik. Yemek yedik, geyik mevzular, eski anılar derken uyku saati geldi. Arkadaşım salondaki çekyatı hazırlayıp iki yastık getirdi yatmamız için ve odalarına çekildiler.Ben ne yapacağımı şaşırmıştım. İlk kez bir odada baş başa kalıyorduk. Gerdeğe giren gelin gibi heyecanlı, ürkek bir ceylan gibi tedirgindim. Pijamalarımı giyip odaya geldiğimde Hakan da soyunmuş, şort ve tişörtle kalmıştı. Çekyata uzandık beraber… Uzanıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Gergindim. Anladı. Yavaş yavaş okşamaya başladı kolumdan başlayarak omuzlarımı, saçlarımı, yüzümü sevgiyle okşadı…Hoşuma gidiyordu okşamaları, kendimi bıraktım. Dudaklarımı öpen dudakları ateş gibi yakmaya, öpüşmemiz gittikçe ateşli bir hal almaya başladı. İçimi kavuran vahşi bir istek yayılıyordu gitgide… Dudaklarımı aralamak isteyen dilinin okşamalarından tedirgin oldum yine de… Kendimi kastığımı, gerildiğimi hissetti,– “Hey, rahat bırak kendini aşkım…” dedi.-“Ben hiç daha önce bu kadar yakın olamadım bir erkekle… Bilmiyorum işte ne yapacağımı…” diyerek yüzüm asılınca bana sımsıkı sarıldı. Kulağıma,-“Sen sadece rahat ol, ne acelemiz var, ne de sıkıntımız.. Beraber öğreniriz her şeyi… ” diye fısıldadı.Onun bu anlayışlı, sevecen tavırları son direniş kırıntılarımı da yok etti. Artık daha da rahattım. Hakan uzun uzun öpüyor, değdiği her yeri yakan dudakları dudaklarımda, kulak memelerimde, boynumda geziniyordu. Uzun parmakları pijamamın üzerinden her yerimi okşayıp duruyordu. İçimdeki ateşin gittikçe harlandığını hissediyordum. Pijamamın üstünü çıkartmak isteyince kollarımı kaldırıp yardımcı oldum. Sütyenimin örtemediği irileşmiş uçları belli olan göğüslerimi hayran gözlerle seyretti, sonra eğilip öpmeye başladı.Bir yandan kendi üzerindeki tişörtünü çıkarıp attı. Şortla kalmıştı. Heyecandan titriyordum. Beni sakinleştirmek istercesine okşamaları, öpücükleri aldığım zevki daha da arttırıyordu. Hele pijamamın altını da çıkarınca külot ve sütyenimle kalıverdim. Bir erkeğin önünde ilk kez çıplak kalışımdı bu… Titriyordum. Zevkten ürperiyordum. Okşaya okşaya, hiç acele etmeden tüm bedenimi tüy gibi gezindi. Sütyenimin kopçalarını sakince açtı. Refleksle elimi göğüslerime götürüp örtmek istedim. Elimi tutup çekti. Hayran hayran seyretti bir süre…– “Öyle güzelsin ki…” diye fısıldadı. İşaret parmağını heyecandan tüyleri kabarmış göğüslerimde, uçlarında dolaştırdı sözlerinin altını çizercesine… Ben utanarak kızardım. Yine de elimi uzatıp onun geniş göğsünü okşadım aynı şekilde,– “Sen de öylesin…” dedim memnuniyetle…Sonra eğilip göğüslerime kapandı. Sıcak dilini meme ucumda hissettiğim an kıvrandım. Ellerim bilinçsizce göğüslerimi yalayan Hakan’ın saçlarına gitti. Parmaklarımı uzun saçlarının aralarına sokup okşuyor, tutup kendime çekiyordum. Daha çok yalasın, daha çok emsin istiyordum. Her birini dakikalarca öptü. Diliyle yavaşça göbek deliğime inerken bir yandan da yukarıya çıkıp dudaklarımı ihmal etmemeye çalışıyordu. Karın kaslarım onun okşayan dudaklarının ve dilinin dokunuşlarıyla dalgalanıyordu adeta… Parmakları külodumun üzerinde dolaşmaya başladığında yine elini tutup engel olmaya çalıştım kıvranarak,– “Hakan… Ben… Ben bunu planlamamıştım seni çağırırken…” diyebildim. Dudaklarıma yükseldi tekrar, öpücükler kondururken,– “Sakin ol aşkım… Kendini bana bırak… Seni incitemeyeceğimi biliyorsun… Sadece hissettiklerine odaklan… Aklından her şeyi silmeni istiyorum…”Nasıl silebilirdim ki… Kimsenin görmediği ve benim de ihmal ettiğim kasık tüylerim epeyce uzamıştı. Onun kadınlığımı bu şekilde, kılların içinde görmesinden utanıyor, irkilip engel olmaya çalışıyordum. Fakat külodumu indirip gözlerini orama diken Hakan uzamış tüylerimden pek şikayetçi gibi görünmüyordu.Ve başını kasıklarıma gömdü birden… Islak diliyle dış dudaklarını yalamaya başladı. Hele araştıran dili üst kısımda bızırımı bulduğunda kıvranmaya başladım. Kasılan parmaklarımla altımdaki örtüyü çekiştirerek destek bulmaya çalışıyordum, ama nafile… Sanki beynimde şimşekler çakıyor, havada yükseliyordum. Bızırımı yalıyor, emiyor, beni zevkten delirtiyordu. Hiç yaşamadığım duygulardı bunlar… İçimden bir şeylerin onun diline doğru aktığını hissediyordum.Bir süre dilinin ucuyla nokta hedefi olan bızırımda çalışıyor, sonra ağzını kocaman açıp diliyle boyan boya yalıyor, dilini içime sokup kendimi kaybetmeme sebep oluyordu. Nitekim fazla sürmedi, korkunç bir orgazm yaşamaya başladım. Dakikalarca kasıldım ses çıkarmamaya çalışarak… O ise inip kalkan, yatağı döven kalçalarımı kavrayıp dilini amıma sabitlemiş, emmeye devam etmeye çalışıyordu. Gözlerim karardı, bulutlara yükseldim. Katıksız bir zevkti duyduğum… Harikaydı…Bunu iki kez daha tekrarladı Hakan… Her defasında aynı şeyi yaşıyordum, zevkten kendimi kaybediyordum. Onun kolları arasında kendimi öyle mutlu hissediyordum ki… Ben de ona sarılmaya, öpüşlerine, okşamalarına yanıt vermeye başlamıştım. Kaslı vücudunu okşayarak keşfetmeye çalışıyordum.Elimi şortunun içine soktum. Benim o kadar boşalmama rağmen şortunu çıkarmamıştı hala… Çekingen hareketlerle parmaklarımla kavradığım sertleşmiş erkekliğini okşadığım anda inledi. Gözlerine bakarak,– “Ben ne yapıcam peki?” der demez yırtarcasına çıkardı şortunu… Dimdik tavana bakan erkekliği çok güzeldi… Koyu mantar gibi şapkası, damarları kabarmış uzun ve kalın gövdesi kasıklarındaki tüylerde bitiyor, altında irice torbalarıyla abide gibi yükseliyordu bacaklarının arasında… Gülümsedi,– “Okşayarak başla istersen…” deyince ben de gülümsedim ve ona olan borcumu ödemek istercesine ellerimi uzatıp sevgiyle okşamaya başladım aletini… Bu kez kıvranma sırası ondaydı… Okşadım, okşadım…– “Öpsene aşkım…” dedi fısıldayarak… Başına dudaklarımı değdirdim. Öpe öpe aşağıya kadar indim, yukarıya çıktım. İnliyordu kısık kısık… “Yala lütfen…” dedi. “Dilini istiyorum senin…”Kırmadım onu… Dilimi çıkarıp ıslak ıslak sikinin her tarafında gezindim. Dakikalarca… Elini saçlarıma götürüp çekiyor, beni yönlendiriyordu. O nasıl bana diliyle tatmadığım zevkler yaşattıysa, ben de teşekkür anlamında aynını ona yapmaya çalışıyordum. Bızırımı nasıl emdiğini anımsadım. Ağzımı kocaman açıp erkekliğinin iri şapkasını dudaklarımın arasına aldım zorlukla… Saçlarımın arasındaki elini hafif bastırınca ağzıma girdi başı… Emdim… Vantuz gibi emerken dilimle içeriden okşuyordum.Gözlerimi onun zevkten kısılan gözlerine dikmiş, sürekli yalıyor, emiyordum. Uzun saçlarımı kenara çekiyor, erkekliğini yalayışıma, ağzımın içinde kaybedişime bakarak zevkle inliyordu. Fazla sürmedi zaten… Saçımı tutup ağzından çıkarttı penisini… Ucunu avuçlarıyla kapatıp kasılmaya başladı.Ben hala bırakmamıştım elimden… Torbalarını okşuyor, elinin altındaki kısmı elimle tutmuş, kasılıp duran aletini sıkıp bırakıyordum. Beyaz bir sıvı halinde avucundan taşan spermleri parmaklarının arasından süzüldü, benim parmaklarımın arasından aşağıya aktı… İlgiyle izliyordum akışını… İlk kez görüyordum böyle bir şeyi…O gecemiz böyle bitti. Başka bir şey istemedi benden… Birbirimizin çıplak bedenlerine sımsıkı sarılıp yattık. Başımı göğsüne koymuş, saçlarımı okşayan elinin çıplak sırtımda gezinmesini kedi gibi mırıldanarak karşılarken ben de onun göğsünü, karnını okşuyordum. Sonunda uyuduk.Sabah işe giden ev sahibi arkadaşlarımızın gürültü çıkarmamaya çalışarak kapattıkları dış kapının sesiyle uyandım. Hakan’ın, erkeğimin kollarında çırılçıplaktım. Onların bizi böyle çıplak gördüklerini düşünüp telaşlandım bir an… Sonra her şeyi boş verip yanımda yatan erkeğin inip kalkan göğsüne başımı koydum, tekrar uyudum ben de…Artık ilişkimiz bambaşka bir hal almıştı. Dışardan bakanlar için ben yine o mesafeli, muhafazakar kızdım ve bizim de sadece duygusal yönü kuvvetli flörtümüz sürüyordu. Halbuki, yalnız kaldığımız her an, ilk saniyeden başlayarak birbirimize deliler gibi saldırıyorduk artık…Ben yavaş yavaş o tecrübesiz, çekingen, ufak kızdan sıyrılıp, bambaşka birine dönüşüyordum. Vücut bakımıma ayrı bir ilgi gösteriyor, gerçekten iç gıcıklayan iddialı iç çamaşırları giyiyordum. Bir kaç gün önce sokaklarda elimi tutmasından utanan pejmürde bakımsız kız gitmiş, yerine azgın, ateşli bir kızıl güzel gelmişti resmen…Hakan’ın anne ve babası çalıştığı için evleri hafta içinde gündüzleri boş oluyordu. Bunu fırsat bilerek gündüz her bulduğumuz fırsatta eve atıyorduk kendimizi… İlk gece elimi nereye koyacağımı bile şaşırmışken, artık Hakan sırasını savıp beni mest ettikten sonra ben işe başlıyordum. Elimi ve dilimi olabildiğince müthiş kullanıyor, erkeğimi yatakta kıvrandırıyordum.Bana dokunur dokunmaz taş kesen güzel erkekliğini önce ellerimle şöyle bir tartıp dolgun dudaklarımın arasına alıyor ve işime başlıyordum. O andan sonra bir daha kimse oyuncağımı alamazdı benden… Başlarda dişlerimle biraz canını yaksam da, ellerimle okşamadan boşaltamasam da gözlerinin içine baka baka öyle bir emiyordum ki her yerini… Penisini, taşaklarını emerken adeta kendinden geçiyordu. Boş evde inlemeleri yankılanıyordu.Birkaç hafta sonra elimle ona otuzbir çekmeme gerek kalmadı. Ateş gibi dudaklarımın arasında vakumlanmaktan deliren aleti ilk kez çılgın gibi ağzıma boşalmaya başladı. Bense bir an olsun duraklamadan tüm döllerini yuttum erkeğimin… Boşalması bittiğinde dudaklarımdan taşıp çenemden aşağıya akan döllerini silmeden yüzüne baktım, mutlulukla, zevkten bayılmış bir şekilde beni izliyordu.Cinsellikle bu ilk ısınma turlarımız sırasında önümüzdeki en büyük engel benim bekaret hadisesiydi. Ona da itiraf etmiştim. Sevişmelerimizden çok zevk alsam da o büyük adımı atmaktan korkuyordum. Benim canım sevgilim de bana hak vererek bu konuda hiç zorlamıyordu beni… Zaten etrafımdaki duvarları onun için bir hayli yıkmıştım, daha fazlasını istemiyordu.Onun bu anlayışı, sabrı bitiriyordu beni, kendimi ona borçlu hissediyordum. Ne yapabilirim diye kafa patlatıyordum. Birbirimizin vücudunu keşfettiğimiz o günlerden birinde Hakan’a,– “Hiç anal seks yaptın mı?” diye sorunca şaşırıp bana baktı. Bakışlarında hem şaşkınlık hem sevinç vardı sanki… Onun belki hiç bana açamayacağı bir konu kendiliğinden hem de benim tarafımdan açılmıştı.– “Hayır yapmadım, ama çok basit bişey değil sanırım…” diyerek dürüstçe fikrini söyledi.– “Ben kızlardan öğrendim, can yakıcıymış ama krem falan kullanılırsa rahat oluyormuş diyorlar.”– “Peki o zaman denememizi ister misin ?”– “Seni çok arzuluyorum, belki kendimizi kandırmak gibi olacak ama olsun, dikkat edersek bi şey olmaz ki… Hadi yapalım şunu…” dedim.İkimiz de acemiydik bu konuda… Banyoya gidip vazelini aldı geldi. İki yastığı üst üste koyup beni üzerine yüzükoyun yatırdı. Az sonra vazelinli parmağı arka deliğimi okşuyordu hafif hafif… Bir ürperti yayıldı vücuduma, kendimi ileri attım, engel oldu. Belimden tutup tekrar kendine çekti.– “Canım… Sakin ol… Seni nasıl sevdiğimi unutma…” dedi. Deliğimin etrafında dolaşan parmaklardan biri içime daldı, girip çıkmaya başladı. Alıştım. Sonra ikinci parmak eklendi, zorla da olsa vazeline bulanmış parmakların ikisi birden gidip geldi. Ona da alıştım. Kendimi bıraktım iyice, girip çıkan parmakların verdiği zevki anüsümün çevresinde hissettim. Hiç acele etmeden, sakin sakin, okşaya okşaya sokup çıkarıyordu parmaklarını… Sonunda,– “Hazır mısın?” diye sordu. Başımı salladım. Hazırdım. Yan taraftan vazelini aldı tekrar… Sanırım aletine sürüyordu. Nitekim parmaklarının girip çıkışıyla iyice gevşeyen arka deliğime sıcak ve kaygan penisinin başını dayadı, itti. Biraz zorlanarak da olsa içime girdi aletin başı… Canım yanıyordu,– “Ahhh…” diye inledim. Hakan eğildi, başımı yana çevirip dudaklarımı arandı… Dudaklarımız birleştiğinde aletinin kalanını da dibine kadar soktu içime… Hırsla yapıştım dudaklarına… Birbirimizi somururken alttan eğilip göğüslerimi avuçladı. Ben kendimi salıp kaslarımı gevşetince de gidip gelmeye başladı.Acı, zevk birbirine karışmıştı. O çok istediğim şey gerçekleşmiş, içime almıştım erkeğimi… Belimi çukurlaştırıp içimdeki penisin rahatça gidip gelebilmesi için en uygun pozisyonu aldım. O da gidip gelmeye başladı. İnledim.– “Aşkım, canın yandıysa bırakayım…” dedi Hakan…– “Sakın…” dedim. “Sakın bırakma… Devam et…” Dişimi sıkıyor, dayanıyordum acıya… Sadece arkam değil, tüm vücudum yanıyordu sanki… Kıpkırmızı olmuştum… Gitti geldi, devamlı… Dakikalar geçtikçe içimdeki varlığına iyice alıştım. Hakan da hızlanmaya başladı.– “Ahhh… Geliyorum… Aşkım…” diye inledi. “İçine boşalmak istiyorum…” diye ekledi.– “Boşal…” dedim sadece. Kalçalarıma geçirdiği pençeleriyle beni kendine iyice çekip kasıldı. Penisini olduğu gibi dibine kadar geçirmişti arkama… İçimde akan döllerinin sıcaklığını hissettim.Kasılmaları bittiğinde içimden çıkacak diye bekledim. Ama çıkarmadı erkekliğini… Biraz sertliğini kaybetmesine rağmen hala içimde, arkamdaydı. Bir an dinlenip tekrar gidip gelmeye başladı. İçime attığı spermlerin de etkisi oldu herhalde, şimdi daha rahatlamıştı arkam… Bu kez iyice kayganlaşmış, biraz da açılmıştı sanki… Zevk alıyordum.Deliğimin çevresinde kaygan penisinin teması zevk veriyordu. Bu yetmezmiş gibi elini atıp klitorisimi parmaklarının arasında ezmeye başladı. Delirdim iyice… Erkeğimi de delirtmeye kararlıydım. Kalçalarımı onun gidip geliş ritmine uygun hareket ettiriyor, öne arkaya gidip geliyordum ben de… O içime girerken ben kalçamı geriye itip sertliğinin iyice gömülmesini sağlıyordum. Bir yandan da zevkle inliyor,– “Aletin içinde sevgilim… Çok güzel… Ahh…” diye erkeğimi tahrik ediyordum. Hakan ikinci defa böğürerek boşaldığında elleriyle kavradığı kalçalarım ve dizlerim kıpkırmızı olduğu halde yere yığıldık. İkimiz de ter içindeydik ve bitkindik. Yine de beraber banyo alıp birbirimizi temizledik.Artık her şeyi yepyeni bir havada yapıyorduk, yavaş yavaş gerçek bir çift olmaya başlamıştık. Ama elbette daha atmamız gereken çok adım vardı.En başından hayalini bile kuramayacağım şekilde Hakan’ın kadını olmuştum. Adeta içimde doymak bilmez bir şehvet canavarı uyanmıştı. Durmadan sevişiyorduk. Birbirimizi mükemmel tamamlıyorduk ve gençliğimizin verdiği enerji ile durmadan düzüşüyorduk.Derslerden arta kalan zamanımızı bizim eve veya onlara kapanarak geçiriyorduk. İnternetten okuduğumuz hikayelerden veya resimlerden, izlediğimiz pornolardan yeni bir pozisyon bulunca hemen deniyorduk. Tabi sadece oral ve anal olanlarını… O kadar sevişmemize rağmen hala bekaretimi kaybetmemiştim. Benim hazır olmamı bekliyordu sevgilim, zorlamıyordu hiç…Bir gün gezip tozmuş akşam bizim eve dönmüştük. Abim okulu tatile girdiğinden eve dönmüş, beni yalnız bırakmıştı. Yani ev bizimdi. Akşam yemekten sonra bir parti sevişmiş, televizyonun karşısına geçmiş, çırılçıplak birbirimize sarılmış vaziyette pinekliyorduk. Bir ara Hakan arkadaşının bıraktığı bir cd olduğunu hatırladı, getirip beraber izlemeye başladık.Filmde konu telefon seksi üzerineydi ve taş gibi kadınlar telefonda kendilerini tatmin ediyor tabii sonra işi gerçek ortama da taşıyorlardı. Bir sahnede sarışın bir afet yatakta erkek arkadaşıyla sikişirken gizlice sesleri teldeki bir elemana dinletiyordu. Bu beni baya tahrik etmişti, sanırım Hakan’ı da… Gülerek,– “Handan, işte sen bunu bana yapamazsın…” diyerek bir espri yaptı. Ama yaptığı espriye gülecek halim yoktu pek… Çok tahrik olmuştum konudan…– “Çok mu kızardın yapsaydım?” dedim.– “Eğer haberim olsa belki kızmam, ama gizli olursa çıldırırım…”dedi. Konu kapandı. Filmdeki sahnelerden iyice tahrik olup yine güzelce seviştik. Birbirimize sarılmış yatarken benim aklım hala filmdeki yaşanan telefon seksindeydi. Hakan’a,– “Bitanem, filmdeki gibi birine dinletsek kendimizi sapık mı oluruz?” diye sordum. Soran gözlerle yüzüme baktı önce… Sanki beni tartıyor, ciddi olup olmadığımı anlamak istiyordu. Benim ciddi ciddi sorduğumu görünce gözleri parladı,– “Deneyelim mi, ne dersin?” dedi o da havaya girerek…Aslında ikimiz de tanıyorduk birbirimizi… Ertesi gün internette arayışımız başlamıştı. Sohbet odalarında biraz oyalanıp konuşmalardan izlediğimiz birilerini özele çağırıp durumu anlatıyorduk. Bir kaç denemeden sonra, güvensizlik ortamını aştığımız, düzgün konuşan bir adamı cebinden numaramızı gizleyip aradı Hakan…Öyle heyecanlıydım ki… Bir an korkup telefonu kapatmasını söyleyecektim neredeyse ama Hakan’ın adamı olayımıza inandırması uzun sürünce,– “Ben kadınım işte ya tamam mı!” diye bağırdım. Bunun üzerine sesimi duyan adam ikna oldu ve evinin telefon numarasını verdi. Buraya dek zaten aradığımız heyecanı bulmuştuk ama sonuna dek gitmemiz lazımdı. Biraz cesaret bulmak için birer kadeh viski doldurdum kendimize…Numarayı Hakan aradı yine… Sohbet odasında zaten bir hayli konuştuğumuzdan adam hemen konuya girdi. Oldukça sakindi, sanırım deneyimli biriydi bu konuda. Bize en kolayının başta onun bize talimat vermesi sonra da benim ona ne yaptığını anlatması olduğunu söyledi. Biz de tamam dedik. Hakan’a,– “Battı balık yan gider aşkım… Ne kaybederiz ki…” dedim, “Olmazsa telefonu kapatıveririz…”Telefonun hoparlörünü açıp talimat beklemeye başladık. Adam sakince soyunmamı söyledi ve teker teker, her adımda ne giydiğimi anlatıp çıkarttım.– “Şimdi çoraplarımı çıkarttım, yatağın üstüne koydum” ,– “Sütyenin kopçasını açtım… Evet uçları dikleşti…” dedikçe hepimiz iyice havaya girdik. Adamın talimatıyla Hakan’ı da üzerinde ne varsa çıkarıp bir güzel soydum. Odada çırılçıplak dikildim. Öyle zevk alıyordum ki, bacaklarımın arasından sular akıyordu. Telefondaki adam– “Şimdi kocanın aletini okşa ve sonra ağzına al! Kocan da olanları anlatsın…” deyince Hakan’ın gözleri döndü. Vazgeçmek üzereydi. Hemen atılıp adama,– “Tamam!” deyip Hakan’ı koltuğa oturttum ve önünde diz çöktüm. Bir yandan da hadi hadi işareti yapıyordum. Başlamadan önce ikinci viski kadehini fondip yaptım ve başım hafif dönmeye başladı. Ben de erkeğimin kasıklarında işe başladım. Hakan gözlerindeki “artık pişmanlık boş” ifadesiyle ufaktan mırıldanmaya, benim ona yaptıklarımı adama anlatmaya başladı,– “Sikimi ağzına aldı şimdi… Yarağımın başını emiyor… Evet… Çok güzel görüntüsü var… Etli dudaklarının arasında kayboluyor sikim… Ağzının içi sıcacık… Gözlerini bana dikti… Gözünü ayırmadan yarağımı vakumluyor karım…”Hepimiz giderek havamızı bulmuştuk. Öyle heyecanlanmıştım, öyle zevk alıyordum ki, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar istekle, aşkla sikini yalamam Hakan’ı da iyice coşturmuştu. İnliyordu dilimi gezdirip emdikçe… Sonunda,– “Boşalıcam artık… Dayanamıyorum…” deyince adam– “Domalt ve sik şu kadını ulan pezevenk…” diye haykırdı. Hakan bir anda çılgın gibi beni tutup çevirdi ve sert hareketlerle domaltıp aniden içime verdi sikini. Öyle ki ben daha ne olduğunu anlayamamıştım bile… Az önce ağzımın içinde emdiğim kaygan alet bir anda arkama girmişti. Kayganlığına ve benim alışkın olmama rağmen öyle sert davranıyordu ki ister istemez çığlık atıyordum dibime vurdukça… Benim çığlıklarımı duyan adam bana,– “Anlatsana kadın…” diye bağırınca bu kez ben naklen yayın yapmaya başladım,– “Soktu yarağını içime… Domalttı… Arkamdan sikiyor beni… Aaah… Ahhh… Götümden sikiyor… Evvett…!” diye inlemeye başladım. Bu fantezi atmosfer ve Hakan’ın siki içime girip çıkarken iki erkeğe birden söylediğim ayıp sözler Hakan’ı da, adamı da iyice coşturdu tabii. Eminim sesleri adam da rahatlıkla duyuyordu öbür yanda.– “Hayvan gibi sikiyo beni… Mideme değdi yarağın ucu… Ahhhh… Aahhhh… Hepsini aldım işte… Evet evet… Evet…” ,– “Koca yarağıyla yardı amımı… Erkeğim… Becer beni… Hadi sik… Sikk… Ooouhhh…”– “Nasıl bir yarrak bu? Makine gibi oydun amımı… Devam et… Hadi!!”Hakan da iyice havaya girmiş, bana bağırıp duruyordu,– “Orospu… Fahişe… Hadi anlat seni nasıl siktiğimi… Nasıl? Güzel sikiyor muyum seni? Söyle ona… Anlat… Seni nasıl siktiğimi anlat…”Hakan’ın beni nasıl siktiğini ikimiz de böyle ballandıra ballandıra, inleye inleye, şehvet feryatları ata ata anlatınca Hakan da limitlerini zorluyordu haliyle… Bu arada telefondaki adam da herhalde ne yapacağını şaşırmıştı ve hat kesilmiş ama biz artık kopmuştuk dünyadan… Diafondan gelen kesik kesik düdük sesini kapatmayı bile akıl edemiyorduk… Çılgınca bir şehvet kasırgasının içinde boşalıyorduk ikimiz de… Orgazmın zirvelerinde dolaşıyorduk.Hakan’la artık gerçekten harika zaman geçirmeye başlamıştık. Yataktaki uyumumuz dışında günlük hayatta da çok iyi zaman geçiriyorduk. Abim ile de tanışmış ve güvenini kazanmıştı. Aradan geçen aylarda sık sık bizim evi ziyaret eder olmuş, abim evde yokken Hakan’ı bir güvence olarak görür, güvenir olmuştu. Bilemezdi tabii kız kardeşini kendi evimizin her yerinde hatta abimin yatağında bile çatır çatır siktiğini… Ama birbirimize karşı duygularımız içtendi. Birlikteyken başkasına bakmıyorduk. Birbirimize aşıktık.Artık ilişkimize yepyeni bir gözle bakmaya başlamıştım. İstanbul’a yeni gelmiş ürkek kız halimi attıkça üzerimden, artık kendine daha çok güvenen, kendi hayatını yönlendirebilecek kadar cesur bir kıza dönüşüyordum. Hakan ise biraz endişe ama daha çok sevinçle izliyordu bendeki değişim ve gelişimi. Biraz zorlasa artık gerçekten bekareti bir yana bırakıp onun olacağımı biliyordu ama acele etmiyordu. Zaten çok da beklemedik.Birinci yılın sonunu da finallerden önce iki hafta bir boşluk vardı ve bir hafta sonu stresten uzaklaşmak için bizim evde toplanacaktık tüm arkadaşlar. Abim de çoğumuzu tanıdığından bir arkadaşına gidip evi bize bırakmıştı. Bilmediği, bizim türlü numara çevirip kimseyi huylandırmadan buluşmayı benim bir arkadaşın evine aldırmamızdı. Niyetimiz Hakan’la çok özel olmasını istediğimiz ilk gecemizin baş başa ve gerçekten özel geçmesiydi. Evet, en nihayet, bitanem, sevgilim, erkeğimin tam anlamıyla kadını olacaktım.Her şeyi ayarladık. İyi kalite bir kırmızı şarap, çeşit çeşit meyve, bir sürü kırmızı gülle donatılmış sıcak bir atmosfer… Filmlerdeki gibi klişe olsa da amacımıza en uygun olan bir ortamdı. İlk gecemizde prezervatifle uğraşmamak için de takvimimizi ayarlamıştık, yani oldukça bilinçli hazırlanmıştık bu geceye.Yemek içmek faslı, dans, derken iyice havaya girmiş, artık çırılçıplak kalmıştık. Diliyle iyice yalayıp ıslattığı kadınlığım pırıl pırıl altına uzandım sevgilimin… O güne dek yaşadıklarımızı düşündükçe baya rahatlıyorduk ama gene de bariz bir heyecan vardı. Sanırım bu kez canım epey yanacaktı.Daha biraz önce yalayıp emdiğim, sıcacık ağzımdan çıkardığı sikini eliyle kavrayıp, bir diğer sıcacık deliğime doğrulttu. Önceden zaten fırçalamalarına alışkın olduğumdan bacaklarımı iyice açtım ve o büyülü an geldi. Eliyle iyice araladığı amımın dudaklarının arasına erkekliğinin yumruk gibi olmuş başını yerleştirdi. Bu kez sürtmekle yetinmeyecek, sonuna dek gidecektik, Heyecandan titriyordum. Hakan sikinin başını yalaya yalaya ıslattığı deliğe sokuverdi. Milim milim ilerleyip yarısına dek sokunca aniden yüklendi. Bir keskin acı sardı kasıklarımı, ellerimi sırtına bastırıp tırnaklarımı geçirdim ve “Ahhhh…” diye bağırdım.Biraz durakladı, hareketsiz kaldı. Sonra benden ses çıkmayınca kıpırdandı. İlk birkaç git-gel zorlu oldu ama artık baya ıslanmıştı amım ve yavaşça ritmimizi bulduk. Artık belimi kıvırarak sertliğini iyice içime almaya çalışıyordum. Hakan’ın yarrağının tadını almış, ağzımı kuş gibi aralamış inliyordum sürekli… Hakan ise bu durumun yarattığı heyecanla taş kesilmişti sanki, durmadan pompalıyordu beni… Tamamen içgüdüsel olarak bacaklarımı havaya kaldırdım ve böylece siki çok daha rahat ve çok daha derine girmeye başladı.– “İşte aşkım, benim kadınımsın artık !”diye haykırıyordu. Gözlerimin içine bakıp– “Aletim amında bitanem…”– “Kimsenin değmediği yerleri sikiyorum şimdi” diye diye gidip geliyordu bacaklarımın arasında… Ben de duyduğum korkunç zevkle kıvranırken ona cevap yetiştiriyor,– “Oohhh… Bu bambaşkaymış aşkım… Artık içimdesin… Durma… Sik beni… Becer beni !” diyerek erkeğimi azdırıyordum. Her amıma vuruşunda hoplayan memelerime bakıyor, elini kaldırıp avucunun içinde eziyordu memelerimi…– “Seni döllemek istiyorum Handan, tohumlarımı içine akıtmak istiyorum” diye bağırıyordu. İyice kontrolden çıkmıştık artık.– “Dölle beni aşkım… Evet! Döllerinle yıka içimi… Hadi yıka! Ohhh… Çok güzelmiş… Doyamıyorum… Sabaha kadar devam et böyle… Sakın bırakma beni…” derken finale gelmiştim artık ben de.– “Boşalıyorum işte…” diyerek o güne dek hiç boşalmamışım gibi geldi. Art arda fışkırtıyordu döllerini içime… Spazm geçirir gibi kasıldım bir anda ve Hakan’ın boynuna sımsıkı sarıldım. Gözlerimde yıldızlar uçuşuyordu sanki… İkimiz de hayvanlar gibi sesler çıkarıyorduk. Hayvani içgüdülerimiz ve en samimi aşk hislerimiz aynı potada erimişti o gece…Kendimize geldiğimizde beklediğimizden az bir kan vardı ortalıkta ve bunu dert etmeden tekrar başladık düzüşmeye. Evet artı sadece saf hayvani seks vardı ayların özlemi ile… Seksin ne demek olduğunu işte bu gecenin ardından öğrenecektik.Masum bir bakire iken, aradan geçen onca zamandan sonra, hele telefondaki fantezi deneyimimizden itibaren tam bir seks çılgını olmuştum. Artık her zamankinden daha istekli ve vahşi sevişiyordum. Bağıra bağıra boşalırken kendimi Hakan’la beraber izlediğimiz Alman pornolarında oynayan bir kadın gibi hissediyordum artık. Sanırım içimde saklı kalmış azgın bir canavarı uyandırmıştık.Üniversiteye Başladığım Yıllar,sex hikayeleri,üniversiteli hikayeler,üniversiteli hikayeleri,sikiş hikayeleri,porn hikaye,uzun sex hikayeleri,mobil hikaye
Canli sikiş sohbeti yapmak için beni araya bilirsiniz. 00 237 800 00 66