İnsanların fantezilerine hitap etmek ve de beğenilmek sanırım herkesin hoşuna gider ancak yaşadığım bu tecrübeyi sizlerle paylaşırken inanın o anları    bir daha yaşamamak için dua ediyorum…27 yaşındayım ve yaklaşık 5 yıldır elit bir bayan kitlesinin coşkulu anlar yaşamalarını sağlıyorum. Bu asıl mesleğimin dışında hem zevk .    hem de ayrıcalık kazandıran bir durum oldu ancak, 4 yıllık çeşitli tecrübelerimin ardından geçen yıl yaşadığım hiç aklıma gelmeyen bir olay öğrenmenin ve güven duyma sürecinin hiçbir zaman bitmeyeceğini öğretti bana…Geçen yıl Denizli Pamukkale`de arkadaşlarla bir deneysel film çekiminin daha başlangıcındayken yanıma 40`lı yaşlarda bir bayan yaklaştı ve “beni de ünlü yapar mısın” dedi gülerek…”Bunun için çok çalışmanız lazım” diyerek biraz aşağıladım    sanırım.Bu olaydan bir hafta sonra, bir bayan arkadaşın telefonuyla, verdiği adrese gittim. Sadece bayanların olduğu bir gün düzenlemişlerdi ve ben o günde dans edecektim, tabii ki soyunarak…Bana telefon eden arkadaşım    gelmemişti, içeride orta yaşın üstündeki 6 bayan adeta yiyecek gibi bakıyorlardı…Bir rahatsızlık hissediyordum zira bu tür işleri kabul ederken gireceğim ortamdaki insanların kalitesine de dikkat ederim ve eli yüzü düzgün insanlar olmalarına karşın iğrenç bakışlarıyla hevesimi alt üst etmişlerdi. O sırada benim oraya gitmemi sağlayan, ricasını geri çeviremediğim arkadaşıma sitem ediyordum içten içe…Bir kaç özel soru faslının ardından yanımda getirdiğim CD`yi çalmaya koyuldum, bu sırada isteksiz de olsa ağır ağır    dans etmeye başladım…Müzik başladığında, .    kendimi toparlayıp dansı hızlandırdım. Geçen ilk 10 dakikanın ardından sabırsızlanan hatunlar el temasına başladılar…Ben de fiziği düzgün, yüzüne bakılır olan ikisinin temaslarına ses çıkarmazken diğerlerinden uzak durmaya çalışıyordum. Bu durum o 4 hatunu iyice azdırmış ve hırslandırmıştı sanırım ki; mıncıklamaları iyice arttı…Üzerimde Sliple kaldığım anda, içerideki bir kapı açıldı ve içeriye siması tanıdık gelen bir bayan daha girdi. “Hanımlar, vahşileşmeye başlamışsınız bakıyorum” sözleri diğerlerine cesaret vermiş    olacak ki; oturduğu yerden her kalkan rasgele bir yerime saldırdı. Şaşırmıştım…Sakin olmalarını söylediysem de beni alıp bir koltuğa oturttular ve dört bir yanımı sardılar.İçlerinde fiziğini beğendiklerimden biri, “Demek bu hınzırdı senin kalbini kıran” dedi içeriye yeni girene. Yeni gelen başıyla onaylayınca, emir almış gibi hepsi birden ellerine nerem gelirse okşamaya başladılar. Şaşkınlığım giderek artıyor aynı zamanda sinirleniyordum da. Kalkma girişimlerimin hepsi engelleniyordu. Tam bu sırada en fazla gıcık olduklarımdan, iri yarı kilolu, memeleri göbeğine kadar sarkmış .    olanı benimkinin üzerine ters oturdu ve sanki içine almış gibi derin bir oh çekti. Artık öyle bir hale geldim ki    onu zorla kucağımdan fırlattığım gibi elbiselerime yöneldim. Elbiseler ortada yoktu. Nerede olduklarını sormak anlamsızdı. Resmen alıkonulmuştum. Sonradan içeri gelen    hatun, “bak, beni ünlü yapabilmen için antrenmanlara başladım” deyince, şimşekler .    çakmaya başladı beynimde. Büyük yemek masasının üzerinde duran Hint desenleriyle bezenmiş örtüyü, üzerinde ne olduğuna aldırmadan çektiğim gibi üzerime sardım ve kapıya yöneldim sanki açılacakmış gibi…Küplere binmiştim…Son gelen, “hadi hepimizi    ünlü et diyerek” omzuma dokunurken, hayatta hiç yapmadığım, o ana kadar da yapmayı düşünmediğim bir hareketle döner dönmez tokadı patlattım… Sarsılmasına karşın, inatla gülüyordu… Dönüp diğerlerine şöyle göz ucuyla bir baktı ve hepsi birden, yeniden etrafımı sarıp çekiştire çekiştire yine    koltuğa oturttular. Biraz daha insancıllaşmışlardı. Okşamaları daha nazikti artık. Birbirimize artık bakışlarla anlatmaya başlamıştık sanki tüm ruh halimizi. Sonrasında, yaramazlık yaparken yakalanmış okul çocukları gibi mahcup bir edayla, karışık düzen özürlerini dillendiriyorlardı. Okşamalar aşağılara kadar inmişti bu arada. O,    yedi hatundan sadece ikisinin dokunuşları haz veriyordu ancak. Diğerleri ise sadece, bütün zevki yok ediyordu. İyice sakinleşmiştim, vücutlar da ter kokmaya başlamıştı. Aklımdan, bunların hepsinin mutlaka bir beklentisi olacağı fikri geçti bu abluka altına alma oyununun ardından. Ne .    yapacağımı düşünürken, kumar oynamak geldi aklıma…Bunları düşündüğüm o kısa süre içerisinde, göğüsler iyice yüzüme yaklaşmış, eller sperminatörü sarmaya başlamıştı. Hemen    kalktım ve önerimi söyledim…“Takdir edersiniz ki; hepinize o doyumsuz zevki yaşatmam mümkün değil. Onun    için içinizden şanslı bir bayanı seçeceğiz ve diğerleri de izlemekle yetinecek.”Bir hoşnutsuzluk sezinledim ama içeriye son gelenin bakışları altında herkes bu teklifi kabul etti. Bu salakça oyunun ortasında kendimi şebek gibi hissediyordum. hatunların isimlerinin    yazılı olduğu kağıtların içinden birini seçerken, gözüme hoş görünenlerden birinin çıkması için dua ediyordum.    Her şey kötü başladı, kötü devam ediyordu yine. En kötüleri olmasa da iyi de sayılmayan birinin adı çıktı. Zevkten dört    köşe olmuştu ismin sahibi. Diğerleri kendilerine rahat bir yer bulurken, kendini şanslı sayan isim, hafif hafif yanaşmaya başlamıştı bile. Hepsi çok sabırsızlanıyordu,derken külotum aşağıya inmişti. heyecan ünlemeleri ağızlardan dökülüyordu ve ardından şehvet dolu sözler: “Hadi becer şu arsızı”, “Şunun şişman    götüne de koy”, “Memelerine fışkırt” gibi. Bunların hepsini vücudunu hiç beğenmediğim birine yapmak inanın işkence gibi geliyordu. Külotumu ayaklarımdan kurtarırken, benim soymayacağımı anlayan hatun kızana gelmiş kısrak edasıyla kendi kendini soydu. Bir çırpıda da külotunu çıkardı. İsteksiz isteksiz onu izlerken,    sperminatörümü okşamaya başladı diz çökerek. Ağzına aldığında, ne becerikli bir orospu olduğunu anladım. Ağzının içinde gezdirmedik yer bırakmadı, yalayıp yutuyordu resmen. Yalayarak yukarı çıkmasına izin vermeden doğrultup arkasına geçtim. Bir yandan arkasına dayayıp çekiyor, bir yandan da kollarının altından geçirdiğim ellerimle pörsümüş memelerini sıkıyordum. Yüzünü görmek istemiyordum. Biraz hoyratça tuttuğum saçlarını kavrayarak başını, ünlü olmak isteyen hatunun göğüslerine bastırıp, domalttım. Onun inlemeleriyle diğerlerinin zevk bağırtıları arasında, sperminatörü kavradığım gibi kat kat olmuş zevk yuvasına yerleştirdim. Hoyratlığım arttıkça hızlandım, arttıkça hızlandım.    Bütün olanların acısını ondan çıkarıyordum sanki. Ünlü olmak isteyen hatun ise onun başını kavrayıp kendi zevk çukuruna doğru bastırıyor, ara ara parmaklarını emdiriyordu. Benim parmaklarım ise, buruşuk poposunun deliğinde geziniyor, az sonra bağırta bağırta dağlama hedefim için hazırlık yapıyorlardı. Diğer    edepsizler iyice coşmuş, “Amını yırt onun”, “Kökle, başka delikler aç ona”, “Sik çoğalt onu”, “Dibine vur” gibi hırıltılı sözler sarf ediyorlardı. Vıcık vıcık olan zevk çukurundan çıkartıp, büzüşük deliğine sürtmeye başladım kayganlaştırmak için ve ilkinde başarılı olmalıydım    kaçmasını önlemek için. Oysa deliğine dayadığımda iyice ateşlendi ve kendini geriye bastırmaya başladı. İçine öyle bir girdim ki; düşmanımdan öç alır gibi acı çektirmeye uğraşıyordum. İnliyordu da inliyordu, her iniltiyle kendini daha çok yapıştırıyordu benimkine…Çıkarıp alt tarafa yeniden geçirirken, benimkini .    silerek bunu yapma alışkanlığını boş vermiştim. Çığlıkları arttıkça arttı ve bu durum diğerlerinin azgınlığını iyice arttırıyordu. O sırada başı yana düşmüş kendinden geçenler mi, bir eli göğüslerinde bir eli altta inleyenler mi ya da, birbirlerini okşayanlar mı…Hepsi kare kare aklımda…    İşkence çok uzun sürdü… Gidip gelmelerim arasında, önümde kıvranan hatunun garip kasılmaları boşalmaya mı işaretti anlayamıyordum ama bir an önce bitmesini istiyordum… Bir ara nefessiz kalıp, kasıldığını gördüğümde sırası deyip, gizli madenindeki ritmi iyice hızlandırdım. Rodeodaki Cowboylar gibi sağa sola,    ileri geri, daireler çizerek darma dağın ettim elmas madenini… Son anda çıkardığım sperminatörü kah önümdeki kadının kah karşısında oturan ünlü olma meraklısının neresine denk gelirse salladım. Woooooouuuuwlamalar arasında her yere boşalttım yükümü… Herkes oturduğu yerde bitmişti sanki. Kendilerine geldiklerinde gülüşmeler    başladı. Ben de bir kenara oturup onların anlamsız bakışlarını seyrettim ama gitmek için can atıyordum. Çay, kahve ikramı önerilerini kibarca reddedip, giysilerimi istedim. İçlerinden biri, “Bir kere daha çağırırsak gelir .    misin?” diye sorunca, bir an önce kurtulmak içgüdüsüyle, “Bir dahaki sefere yamyamlık yapmazsanız gelirim” dedim. O sırada elbiselerim gelmişti bile, kaçar gibi görünmemek için yavaş yavaş giyinirken, gözler bedenimi süzüyordu… Hiçbir söz söylemeden kapının kilidi de açılmıştı ve ünlü olmak isteyen uğurlamak için bekliyordu. Tek kelime etmeden, hatunlara dönüp hafif    bir tebessümle kendimi dışarı atmak için hareketlendim, ünlü olmak isteyenin yüzünde hani o, “aldın mı cevabını” der şekilde pis bir gülümseyişti son gördüğüm ve ardımdan kapanan kapının diğer tarafından merdivenlere yayılan kahkahalar… Bilsem bile,kim olduklarını ve onları deşifre edecek ayrıntıları hiç kimseye anlatmayacağımı biliyorlardı zira, düşünsel yapımın bunu ne olursa olsun aykırı bulduğunu çok iyi öğrenmişlerdi. Kısacası; telefonla bana adresi veren arkadaşımdan (maalesef) istedikleri her türlü bilgiyi almışlardı. İntikamı resmen iğrenç olmuştu…Fantezilerle ve sevgiyle kalın… phallusmagicGönderen: phallusmagic